Atasözlerimiz
1. Açlık adama itlik öğretir.
2. Ağzımız aşa değmeden, başımız taşa değdi
3. Ağzına bir parmak bal çalmak: Söylenen bir tatlı söz ya da hareket ile karşıdaki kişinin kandırılması
4. Ağzını bellemek: Bir daha yapmayacağını söylemek için kullanılır, (ağzımı belledim.)
5. Al Allah delini, zapteyle kulunu
6. Analı oğlak yarda, anasız oğlak yerde oynar.
7. Anan örneğinden bir daha doğursun
8. Anası olmayanın babası olmaz
9. Anayın koyduğu adınan duruyon
10. Armut ağzıma da sapı aykırı.
11. Aştan çıkmaz kel çömçe Sürekli yemek yapılan alanda bulunan ve burada kadınların pişirdiğine karışan genellikle erkek kimse
12. Atı kaçmış misafir gibi oturmak
13. Avucuna osurup burnuna tutmak: bazı konularda aklı yetmeyenler için kullanılır.
14. Az ağrıyı iş; çok ağrıyı aş bastırır.
15. Babasız oğlan doğurtturur (Genellikle çok ekşi meyveler için kullanılır.).
16. Bel vermek: direklerin veya tavandaki ağaçların ağır yükten veya yaştan dolayı eğilmesi
17. Ben dur dedikçe, sen zır diyon
18. Ben güttüğüm danayı bilirim: kişinin nasıl bir karakterde olduğunun bilindiği anlamında kullanılır.
19. Benim elim değil Fadime anamın eli
20. Bir hatır, iki hatır, üçüncüye vur yatır.
21. Bir sohuda dövülsek kanımız karışmaz.
22. Biz sığırınan sürüyok, sen danayla geliyon: Yaşından küçük davranışlarda bulunanlar için kullanılır.
23. Bok olmadan tezeğe karışmak: Boyundan büyük iş yapmaya kalkışmak
24. Bugün kaygısız bir uyku uyuyacaktım, komşunun eşeğini kurt yedi.
25. Bulduğu gün butuyla, bulmadığı gün kıtıyla.
26. Bunalek tutmak: yeşilbaş denen sineğin ısırmasıyla hayvanların bundan korunmak için, delirmişçesine, çok süratli koşması; insanların delice aceleci davranmasına da aynı deyim kullanılır.
27. Çabalayan gider çifte
28. Çiğ eti gişine gösterme; pişmiş eti dişine gösterme
29. Çingen çalıyor, Kürt oynuyor: çok gürültülü ortamlar için kullanılır.
30. Çingen çingene çatmayınca kasnak boğaza geçmezmiş
31. Çok gezen çarık bok getirir.
32. Çok yeyip çoban oluncaya kadar, az ye de kendine bir halayık tut: Fazla istekte bulunanlar için kullanılır.
33. Çoşt dediğin keçi olsaydı, dağ, taş keçi olurdu.
34. Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
35. Dek duranın devesi ölmez.
36. Deli giye giye, akıllı yuya yuya eskitir.
37. Deli keçinin oğlak çiğnediği gibi çiğnemek (deli keçinin oğlak tepelediği gibi tepelemek): Ayağının altına alıp tekmelemek
38. Delinin dilinden sahibi anlar.
39. Deliyi düğüne götürmüşler, bura bizim evden rahat demiş.
40. Deliyi sahibi bağlar.
41. Denemeyi kurt yememiş
42. Dışarıya dolu yağar, bizim eve deli yağar.
43. Dirgeni yiyen sıpa, bir daha gelir mi sapa
44. Dirisine hor bakan, ölüsüne yalnız ağlar.
45. Diyir diyir olmak: Bir şeyin kayganlığını kaybedip pıhtılaşması; derideki alerjik kabarıklar
46. Dönsün gelsin evine de ot vermedik komşu olsun.
47. Duvarın deliğine çöp sokmak: Olmayacak bir iş gerçekleşince söylenir.
48. Dübarayı öğütmek: Çok yalan söylemek
49. Düğünde çıngıl soymak: Ödünç alınan bir şeyin toplum içinde söylenmesi (şu kızın giydiği elbise benim)
50. Eğilen alır dinelen kalır.
51. El deliye muhtaç; biz akıllıya muhtacız
52. Elde deli aramaynan, bizde arabaynan.
53. Eldeki yara, duvardaki delik: başkasındaki acı, üzüntü sadece kendini ilgilendirir, kendi dışındaki insan için pek önemi yoktur.
54. Erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
55. Erini sevmedik kişi olmaz, deli iki artık sever.
56. Eşeğin adını sıpa koymak
57. Eşeğin büyüğünü ahırda unutmak: işin asıl zor ve problemli kısmını henüz bitirmemiş olmak (daha ziyade yanlışlıkla)
58. Eşek sineklense kürtünüyle ağzına girer.
59. Eşek, her yıl boynuzum çıkmıyor diye kendini sıpa zannedermiş (Yaşı büyük olmasına rağmen çocuk gibi davrananlar için kullanılır).
60. Ev danası öküz olmaz.
61. Evde büyük olmaktansa dağda domuz olmak iyidir.
62. Evinde yok bulgur aşı, sanki olmuş onbaşı
63. Fireze bas kara bas
64. Gavur gelini gibi sohranmak
65. Gelin aksak, kız kötürüm
66. Göz değil ya gön deliği
67. Gözünle görmediğini deme; elinle koymadığını yeme.
68. Güvendiğim kuşluk aşı, ona da sıçan düştü.
69. Hacı emmiyi eşeğe bindirdik, ayakları yere değdi.
70. Haklı söze hacı emmin ne desin
71. Hastanın başında meftah oturur.
72. Havuzun eşeği gibi gezmek
73. İki günlük hayata üç günlük yiyecek lazım.
74. İrasulun Yüzellik’e güvendiği gibi güvenmek: Resul Göksu (topal) herkes harman hasat işleriyle uğraşırken, benimkiler Yüzellik’ten gelecek, diye beklemiş ama bekledikleri gelmemiştir.
75. İt ayağı yemiş gibi gezmek
76. İt doydu da haydar kaldı.
77. İt, ite buyurur, itte kuyruğuna buyurur
78. İt, kağnının gölgesinde yatarmış da gölgeyi kendinin zannedermiş
79. İt oynamış yonca tarlası
80. İt taşlayıp gezmek: Boş gezmek
81. İt yalasa doyar: Kirli kimseler için kullanılır.
82. İtin kavurga yediği gibi
83. İtin osuruğundan çamın sakızı: Boş ve gereksiz sözler için kullanılır.
84. İtin öldüğü yer: Çok uzak yerler için kullanılır.
85. İtten köpekten pişman olmak
86. Kadı kalktı, kaymakam oturdu.
87. Kadı yanlış mı buyuruyor ?
88. Kemiğin deliğinden seni görüyom: Öğüt verilmesine rağmen muhatabın bundan bir şey anlamadığı anlamında kullanılır.
89. Kırık bana bugün lazım, yarın gişim de gelir.
90. Kırk yıl ecel yağmuru yağmış da vadesi yeten ölmüş.
91. Kızlar gelir iş artırır; avratlar gelir koğu artırır.
92. Kör görmez kakıştırır, sağır duymaz yakıştırır.
93. Küp ile küleğin arasına girmek
94. Küstüğü dağın odununu yakmamak.
95. Laf ola beri gele
96. Lin lin gezmek: Boş ve çok gezmek
97. Malımı it yiyor, bağrımı bit yiyor,
98. Manı manı oynatmak
99. Mırığı düşmek: Çaba göstermeyi bırakmak
100. Nasip ise gelir Hint’ten Yemen’den, nasip değilse ne gelir elden.
101. Ne kız oldum kırıttım; ne gelin oldum soruttum.
102. Oğsüz (öksüz) elinde sokum görmek.
103. Oldu olacak kırıldı nacak.
104. Olmuşla ölmüşe çare bulunmaz.
105. Ot dök ocağına, dolan gel bucağına
106. Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü
107. Öksüz onmuş da ay ilk akşam doğmuş.
108. Öküz olmadan göpe sıçmak: boyundan büyük işlere kalkışmak
109. Öküzüm büyük olsun da yük çekmezse çekmesin
110. Öleni örterler, mezarın deliğine dürterler.
111. Ölüden değil, diriden kork
112. Ölünün kefenini soyar, bardağın lakırtısından korkar.
113. Ölüsü olan ağlamasın, delisi olan ağlasın.
114. Ölüyü gününde; tavuğu pininde: her şeyi zamanında yapmak amacıyla kullanılır.
115. Önümüz kavurga kavurur, arkamız harman savurur.
116. Örmesi kısa dana
117. Para diye it kırkmak: Hiç parası kalmamak
118. Sakının kelden körden topal geliyor sap yoldan
119. Selanik karıştı: Karışık bir ortam oluştuğu zaman söylenir.
120. Sen salla başını, ben bilirim işimi.
121. Sendeki keyif eşekte yok
122. Seyp sıpa gibi gezmek
123. Su yoluna sultan mı oturdu ? (Su yoluna sultan oturmak): Kirli kimselerin temizlenmesi için kullanılır.
124. Şerim şerim üstüne işerim.
125. Tandır tavında gerek
126. Tapanlanmış tarlada yürüyemiyor. Sürekli düşen çocuklara kullanılır.
127. Tarla herkese kesekli: Şartların herkese aynı olduğu anlamındadır.
128. Tarlaya giren öküz, modul yemeden çıkmaz.
129. Tırnağın varsa başını kaşı
130. Uçta yatıp ortada bulunmak
131. Uşak aklı it aklı
132. Uyuyanın üzerine kar yağarmış
133. Vanıltısı Van dereden gelmek: Çok uzağa gidecekler için kullanılır.
134. Vay sana çaldığım havalara yazık.
135. Yaşında eşek kalmadı geberdi.
136. Yavşak büyür bit olur, enik büyür it olur.
137. Yel değerken tığını savur, (yel değerken harmanını savur)
138. Yellik günün kuytusu, yağmurluk günün uykusu
139. Yerini bulmayan güzel, yerini yerini gezer.
140. Yol sıra gidip, çay sıra gelmek
141. Yunsa yunmuş, yunmasa gümüş
(kaynak: Hanifi Demir)